Ablasyon Nedir?

Ablasyon Ankara

Ablasyon, elektrofizyolojik çalışmanın (EPS) ikinci aşamasıdır ve kalpteki ritim bozukluklarının giderilmesini sağlayan bir işlemdir. Kelime anlamı “yok etmek” olan ablasyonun en büyük avantajı, hastaların büyük bir çoğunluğunda tam iyileşme ya da tam düzelme sağlamasıdır. Soğuk ve sıcak ablasyon olmak üzere iki çeşidi olan ablasyon işlemi sayesinde birçok aritmi türünün ya da çarpıntıya yol açan ritim bozukluğunun tedavisi mümkündür. Tedavi süreci ise aynı elektrofizyolojik çalışmaya yani EPS’ye benzemektedir. Peki ablasyonun EPS’den farkı nedir? Yazımızın devamında bu soruya yanıt bulabilir ve ablasyon hakkında daha detaylı bilgi edinebilirsiniz. Ankara’da ablasyon işlemi ve fiyatları hakkında bilgi almak için ise Prof. Dr. Basri Amasyalı’nın kliniği ile iletişime geçebilirsiniz.

Ablasyon Kelime Olarak Ne Anlama Gelmektedir?

Ablasyon, kalpteki ritim bozukluklarının tedavi edilmesini hedefleyen bir tedavidir. Ablasyon işleminde amaç; ritim bozukluğuna neden olan kalpteki sorunlu bölgenin tamamen ortadan kaldırılmasıdır. Sorunlu bölgeyi yok etmek için işlem sırasında ısı üreten ya da soğutucu enerjiler kullanılır.

Radyofrekans enerji ile yapılan ablasyon işlemi sıcak ablasyon olarak adlandırılır. İlk olarak 1990’lı yılların başında kullanılmaya başlanmıştır ve bugün için ablasyonlarda en sık kullanılan enerji kaynağıdır. Sıcak ablasyon yönteminde, hasarlı bölge Radyofrekans enerji dediğimiz radyo dalgaları ile ısıtılır. 50 – 70 derece arasında ısıya maruz kalan bölge, işlevini tamamen yitirir ve artimiye ya da çarpıntıya yol açan odak böylece kalıcı bir şekilde ortadan kaldırılır. Bunu ritim düzenleyici ilaçlarla başarmak mümkün değildir.

Soğuk ablasyon yöntemi ise “dondurma” olarak bilinmektedir. Soğuk ablasyonda, sıcak ablasyonun aksine, Nitrojen gazı kullanılarak hedef bölge -50 ile -70 derecelere kadar soğutularak dondurulur. Her iki yöntemin de avantajları ve dezavantajları bulunmaktadır. Bu nedenle aritminin türüne ve şiddetine göre tedavi planlaması yapılmalıdır.

Ablasyon Nasıl Yapılır?

Ablasyon, uygulama açısından aynı elektrofizyolojik çalışmalara benzer. Ablasyonun tek farkı ise işlem sırasında, ablasyon işlemine özel ilave bir kateter daha kullanılmasıdır. EPS işleminde sadece tanı yapıldığı için ablasyon, EPS’nin ikinci aşaması olarak düşünülebilir. Elektrofizyolojik çalışma ile aritminin nedenleri ve kalpteki yeri tespit edildikten sonra ablasyon ile sorunlu olan bölge ortadan kaldırılır.


(Resimde ablasyon işlemi yapılan bir hastada kasık bölgesindeki damarlar yoluya 1-2 mm kalınlığında elektrot adı verilen 4 adet kablonun kalbe ilerletilmiş halini görmektesiniz. Yapılacak ablasyon tipine göre her vakada 2 ila 4 elektrot kullanılmaktadır. Bu elektrotlar resimde de görüldüğü gibi kalbin kulakçık ve karıncıktan oluşan farklı noktalarına yerleştirilmekte ve bu elektrotlar yoluyla kalbin üretmiş olduğu elektrik sinyalleri bir bilgisayar ekranına aktarılmaktadır.)


(Resimde sağda gördüğünüz bilgisayar ekranında kalbin odacıklarına yerleştirilen elektrotlar yoluyla kalbin ürettiği elektrik sinyallerinin kaydını görmektesiniz.  Karşıda gördüğünüz iki ekranda kalbi ve içindeki elektrotaları görmektesiniz.)

Ablasyonun Avantajları Nelerdir?

Ablasyonun en önemli avantajı aritmiye neden olan sorunlu bölgenin tamamen ortadan kaldırılmasıdır. Bunu ritim düzenleyici ilaçlarla sağlamak mümkün değildir. Ablasyonda, hedeflenen çarpıntının türüne ve hastalığın şiddetine göre %70 – 99 gibi ciddi bir başarı oranı söz konusudur. Operasyondan sonra iyileşme süreci de oldukça kısadır. Hastaların neredeyse tamamı 1 gün içinde günlük hayatına dönebilmektedir.

Ablasyonun bir diğer avantajı da çoğu hastada hayat boyu ritim düzenleyici ilaç tedavisi kullanma zorunluluğunu ortadan kaldırmasıdır.

Ablasyon İşleminin Riskleri Nelerdir?

Tüm girişimsel operasyonlarda olduğu gibi ablasyonda da bazı riskler bulunmaktadır. Ancak bu riskler hiçbir zaman ablasyonla tedavisi edilen hastalığın hayat boyu sizlere yükleyeceği risklerden daha fazla değildir. Özellikle uzman bir ekip ve deneyimli bir hekim tarafından uygulandığında ablasyonun riskleri yok denecek kadar az ve önemsizdir.

Ablasyon mu İlaç Tedavisi mi? Hangisini Tercih Etmeliyim?

Çoğu hastaların kafasına takılan mesele budur. “Ben ablasyon yaptırmasam, ilaç tedavisi ile hayatıma devam etsem ne olur?” diye sıkça sorulur. Öncelikle ilaç tedavisi yanlış bir yol değildir. Şayet kişi ilaç tedavisi ile şikayetlerinden ve mevcut ritim bozukluklarından tamamen kurtulmuş ise hayatına o şekilde devam edebilir. Ancak burada en önemli mesele alttaki ritim bozukluğunun ilaç ile düzelmiş gibi bir görüntü verse de çoğu hastada ilerleyen yıllarda daha kötü aşamaya gelme riskidir. Kalpte bir çok hastada ritim bozukluğu genel olarak bir noktadan başlar. Dolayısıyla bu tür hastalarda ablasyon ile tek noktayı ortadan kaldırmak nispeten kolaydır ve bu gibi durumlarda genellikle hastada tam kür dediğimiz tam düzelme sağlarız. Ancak bazı ritim bozuklukları tek noktadan başlar ve bir süre sonra (bazen aylar bazen yıllar sonra) kalpte birden fazla noktaya sıçrayabilir ya da başka bir ritim bozukluğunun gelişmesine (Atriyal Fibrilasyon) sebep olabilir. İşte bu gibi durumlar geç kalınmış demektir ve bu aşamada ablasyon yapılsa dahi tam kür ya da tam düzelme sağlamak her zaman mümkün olmamaktadır.

İkinci önemli husus ritim düzenleyici ilaçların hayati öneme sahip olabilecek ciddi yan etkileri vardır. Bu tarz ilaçlar 40-50 yıldır vardır. Ablasyon tedavisi ise son 20 yıl içinde etkinliği ve güvenirliği iyice benimsenmiş olan çağımızın güncel tedavisidir. Aslında ritim bozukluğu olan bir kimsenin ablasyonla tamamen ritim bozukluğundan kurtulma imkanı varken 40-50 yıl önceden kullanılan hayati yan etki riski taşıyan ilaç tedavisini tercih etmesi, günümüz imkanlarını reddetmesi ve çağ dışı tedavide ısrar etmesi demektir.

Ablasyon tedavisi ve fiyatları hakkında daha detaylı bilgi almak için Ankara’daki kliniğimizi arayabilir ve randevu alabilirsiniz.

Şimdi Ara!
Yol Tarifi