Doğumsal Kalp Hastalıkları
Doğumsal kalp hastalıkları, kalpte doğuştan var olan kalp hastalıklarıdır. Kalp hastalıklarının anne karnında oluşması, oldukça sık görülen bir durumdur. Birçok kalp hastalığı da doğumsal olarak ortaya çıkabilmektedir. Doğumsal kalp hastalıklarının çoğu kanın kalpteki anormal akışından kaynaklanır. Kalp kapakçıkları ve kasları ile ilgili sorunlar da doğumsal olarak görülebilir. Kalp odacıkları arasındaki deliklerde, kalp damarlarında doğumsal anormallikler olabilir. Bazı hastalarda, bu sorunların birkaçı bir arada görülebilir. Dolayısıyla doğumsal kalp hastalıklarının bir ya da birkaç tane değil, onlarca çeşidi olduğunu söyleyebiliriz. Doğumsal kalp hastalıklarının neden oluştuğunu ve tedavisini öğrenmek için yazımızın devamını okumaya devam edebilirsiniz. Doğumsal kalp hastalıkları hakkında detaylı bilgi almak için ise Prof. Dr. Basri Amasyalı’nın Ankara’daki kliniği ile iletişime geçebilirsiniz.
Doğumsal Kalp Hastalıkları Neden Olur?
Doğumsal kalp hastalıklarının nedeni genelde bilinmez. Ancak hamilelik sürecini etkileyen bazı durumların doğumsal kalp hastalığı riskini artırdığı bilinmektedir. Doğumsal kalp hastalıkları, genellikle gebeliğin ilk 8 haftası içerisinde oluşur. Bu nedenle gebeliğin ilk 8 haftasında ilaç kullanımı vb. doğal olmayan süreçler, doğumsal kalp hastalıklarının gelişmesine zemin hazırlayabilir. Bu süreçte yoğun röntgen ışınlarına maruz kalmak ve kızamıkçık gibi hastalıklara yakalanmak da bebekte kalp hastalığı riskini artırır.
Genetik kodların da doğumsal kalp hastalıkları üzerinde etkisi olduğu bilinmektedir. Bu yüzden akraba evliliği olanlarda bu riskler daha fazladır. Annede ya da babada kalp hastalığı olması, bebekte doğumsal kalp hastalığı görülme oranını %10’a kadar yükseltmektedir. Eğer kardeşlerde de kalp rahatsızlığı varsa çocukta kalp hastalığı görülme riski 3 – 4 kat fazladır.
Doğumsal Kalp Hastalıkları Nelerdir?
Kalp kapakçıklarında, damarlarda, kan akışında ve kalp kaslarındaki birçok hastalık doğumsal olarak ortaya çıkabilir. Doğumsal kalp hastalıklarını “asiyanotik” ve “siyanotik” olmak üzere ikiye ayırabiliriz.
Asiyanotik doğumsal kalp hastalıkları, vücutta morluk yaratmayan kalp hastalıklarıdır. En sık görülen kalp delikleri olan ASD (atriyal septal defekt), VSD (ventriküler septal defekt) ve PDA (patent ductus arteriozus) hastalıkları bu gruptadır. Bu hastalıklarda, kalbin iki kısmı arasında normalde olmaması gereken bir kan akışı vardır. Bu hastalıkların erken döneminde temiz kan kirli kana karıştığı için vücutta morluk oluşmaz. Bu hastalık grubu uzun yıllar belirti vermez. Bu yüzden hastalar farkına varmadan yıllarca yaşarlar ve önemli bir kısmında bir kontrol sırasında hastalık fark edilir. Asiyanotik doğumsal kalp hastalıklarında aynı zamanda kalbin kapaklarında da sorunlar gelişebilmektedir.
Siyanotik doğumsal kalp hastalıkları ise vücudun belirli bölgelerinde (el ve parmak uçları, ayak parmakları, dudaklarda) morluklara neden olan kalp hastalıklarıdır. Bu hastalık grubunda kalpte kirli kan temiz kana bulaşmaktadır. Bu yüzden vücutta morluklar oluşmaktadır. En sık rastlanan siyanotik kalp hastalığı “fallot tetralojisi” denilen hastalıktır. Siyanotik doğumsal kalp hastalıkları hastanın ömrünü kısaltan, oldukça tehlikeli kalp hastalıklarıdır. Zamanında tedavi edilmediği takdirde, siyanotik hastalıkla doğan çocukların çoğunluğu uzun süre yaşayamamaktadır.
Doğumsal Kalp Hastalıklarının Tanısı Nasıl Olur?
Kalp hastalığından şüphelenilen hastanın mutlaka detaylı olarak muayene edilmesi gerekir. Kalpte üfürüm olup olmadığı, kapakçıkların ve kalp kaslarının durumu incelenmelidir. Bu noktada en kesin sonuçları veren ekokardiyografidir. Ekokardiyografi sayesinde kalbe giden damarlar ve kalp dokuları net bir şekilde incelenebilir ve fonksiyonlarını ne ölçüde yerine getirdiği anlaşılabilir.
Günümüzün gelişen teknolojisi sayesinde gebelik döneminde de kalp hastalıklarını teşhis etmek mümkündür. “Fetal ekokardiyografi” adı verilen yöntemle, bebeğin herhangi bir kalp hastalığına sahip olup olmadığı erken dönemde tespit edilebilmektedir. Hatta hasta tedaviye uygunsa, henüz bebek doğmadan tedaviye başlanabilmektedir. Fetal ekokardiyografi ile en iyi görüntüler 20 – 24. hafta arasında alınmaktadır. Ancak kalpteki sorun ciddi ise 14. haftadan itibaren de görüntü almak mümkündür.
Doğumsal Kalp Hastalıklarının Tedavisi
Eskiden doğumsal kalp hastalıklarının hemen hemen hepsi açık kalp ameliyatı ile tedavi edilirdi. Ancak günümüzde bazı anormallikler “kateter yöntemi” vb. özel tedavi yöntemleri ile yapılabilmektedir. En sık doğumsal kalp hastalıklarında olan ASD, VSD ve PDA’da görülen kalpteki delik: kasık bölgesinden yapılan kateter yöntemi ile yerleştirilen şemsiye tarzı cihazlarla yarım saat gibi kısa bir süre içinde kapatılabilmektedir. Hastalar bu sayede açık kalp ameliyatından kurtulmaktadır. Bazı doğumsal kalp hastalıklarında sorun ciddi değilse ve hafif seyirli ilerliyorsa ilaç tedavileri de etkili olabilmektedir. Doğumsal kalp hastalıklarının tedavisi, tamamen kişiye özel planlanmalıdır. Her hastada görülen semptomların şiddeti ve hastalığın seyri farklıdır. Bu nedenle doğumsal kalp hastalıklarının tedavisinde bu konuda uzman bir hekimin değerlendirmesi oldukça önemlidir. Ankara’da, doğumsal kalp hastalıkları hakkında bilgi almak için kliniğimizle iletişime geçebilir ve randevu alabilirsiniz.