Supraventriküler Taşikardiler

Supraventriküler Taşikardiler Ankara

Öncelikle taşikardi nedir açıklamak gerekir. Halk arasında “Kalp çarpıntısı” olarak da bilinen “taşikardi”, kalbin normalden daha hızlı atması olayıdır. Taşikardiler kalpte iki ana bölgeden kaynaklanır. Bunlardan biri kalbin kulakçıklarıdır. Diğeri de kalbin karıncıklarıdır. Kalbin iki tane kulakçığı vardır ve buralardan kaynaklanan taşikardilere “Supraventriküler Taşikardiler” denir. Supraventriküler taşikardiler genel bir tanımlamadır ve bu ana başlık altında kalbin kulakçıklarından çıkan birçok supraventriküler taşikardi tipi vardır. Tıp dilinde supraventriküler taşikardi yerine kısaltması olan “SVT” kelimesi sıkça kullanılmaktadır. Çok eskiden “SVT” yerine “PAT” diye kısaltmalar da kullanılmakta idi. Hatta bazı hastalar hala “bende PAT var” diye şikayette bulunmaktadır.

Kalbin hızlı atması ya da taşikardi her zaman bir sorunun varlığına işaret etmez. Bazı durumlarda vücudun ihtiyacı olan enerjiyi sağlamak için kalp atım hızı artar. Bazı kişiler tarafından bu durum da çarpıntı şeklinde algılanabilir. Ama bu durum tamamen normaldir ve vücudun gösterdiği bir fizyolojik yanıttır. Örnek verecek olursak hızlı hızlı yürümek, merdiven çıkmak, aşırı yemek tüketmek, korku ve heyecan gibi ruhsal durum değişiklikleri ve stresli yaşam söylenebilir. Bunlara genel olarak “sinüs taşikardisi” denir. Bizim burada supraventriküler taşikardi başlığı altında anlatmak istediklerimiz bunların dışında kalan ve ritim bozukluğu olarak kabul edilen ve tedavi gerektiren durumlardır. Yazımızın devamında supraventriküler taşikardi hakkında detaylı bilgi vereceğiz. Supraventriküler taşikardilerin tanı ve tedavisi için ise Prof. Dr. Basri Amasyalı’nın Ankara’daki kliniği ile iletişime geçebilirsiniz.

Taşikardi Nedir?

SVT’yi tanımlamadan önce taşikardinin ne olduğunu ve neden ortaya çıktığını anlayabilmek için bu konuyu biraz daha açmak iyi olacaktır. Taşikardi; esasen kalp ritminin çeşitli nedenlerle dolayı normalden hızlı atmasıdır. Sağlıklı bir insanın kalbi, normal şartlar altında, dakikada 60 ile 100 kez atar. Eğer kalp atış ritmi 100’ün üzerine çıkarsa bu duruma “taşikardi” ya da “çarpıntı” denir. Taşikardi daha önceden de bahsettiğim gibi her zaman patolojik bir duruma işaret etmez. Altta yatan nedene ve taşikardinin türüne göre olayın patolojik olup olmadığına karar verilir. Bu nedenle sürekli olarak tekrarlayan kalp çarpıntısı hisseden hastaların zaman kaybetmeden bir uzmana görünmesi tavsiye edilir.

Sinüs Taşikardisi Nedir?

Sinüs taşikardisi; vücudun bazı durumlara verdiği tepkilerden biri olan ve normal kabul edilen taşikardidir. Yukarıda da bahsettiğim gibi stres, egzersiz, heyecanlanma, bazı travmalar ve korku yaşama gibi ruhsal durum değişikliklerinde vücudun (kalbin) verdiği fizyolojik bir cevap olarak kabul edilir. Ancak her sinüs taşikardisi olayına da doğal tepki olarak bakmamalıyız. Kansızlık, tiroid hastalıkları, vücutta devam eden iltihabi durumlar, ateşli hastalıklar da kalbi uyararak “Sinüs taşikardisi” gelişimine yol açabilir. Kalbin doğal uyarısı sağ kulakçıkta yer alan “sinüs düğümü” denen ve tıp dilinde “SA nodu” diye tarif edilen yerden çıkar. Bu noktada kendi kendine uyarı çıkarabilme özelliğine sahip yüzlerce özelleşmiş hücreler vardır. Bunlara “pacemaker” hücreleri denir. Bu hücreler çok kompleks bir sinir ağı ile donatılmıştır. Bu sinir ağlarından gelen sinyallere göre de kalp dakikada kaç adet uyarı oluşturacağını saniye saniye tespit eder. Bu yüzden nabzımız vücut aktivitemize göre saniye saniye değişkenlik gösterir. Sonuç itibariyle sinüs taşikardisi kalbin herhangi bir olaya gösterdiği tepkidir. Bu yüzden sinüs taşikardileri bir ritim bozukluğu grubunda yer almaz. O yüzden sinüs taşikardisi gibi durumlarda kalpte herhangi bir işlem yapılmaz. Tedavi sebebe yöneliktir. Yani sinüs taşikardisinin ortaya çıkmasına sebep olan olay ne ise tedavimiz o olaya yönelik olmalıdır.

Taşikardi Belirtileri Nedir?

Kalbin aşırı hızlanması vücutta bazı fizyolojik tepkilere neden olur. Bunlar;

  • Dinlenme hâlinde bile korkmuş ya da heyecanlanmış gibi kalbin hızlı atması
  • Baş dönmesi
  • Kalpte duraklama hissedilmesi
  • Nefes darlığı
  • Göğüs ağrısı ve sıkışma hissi
  • Bayılma

Supraventriküler Taşikardi Nedir?

Supraventriküler taşikardi, kalbin kulakçıklarından kaynaklanan patolojik çarpıntıları ya da ritim bozukluklarını tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Kalbin her iki kulakçığından da kaynaklanabilir. Kulakçıklar içinde normalde uyarı çıkarabilme kabiliyeti olmayan noktaların ya da bölgelerin uyarı çıkarabilme kabiliyetine sahip olması nedeniyle olur. Bu odaklar ya da noktalar normalde olmaması gerekir. Bu odakların bir kısmı doğuştan vardır bir kısmı da sonradan geçirilen bazı hastalıklar ve etkenler nedeniyle kalbimizde oluşur. Bu odaklar kalbin normal uyarı oluşumundan sorumlu merkezi olan “SA nodu” ya da “sinüs düğümü” dediğimiz yeri bypass ederler ve kendi oluşturduğu uyarılarla kalbin aşırı hızlı atmasına neden olurlar. Bu çarpıntı atakları genellikle nöbetler halinde gelir. 10-15 dakika sürdükten sonra da tekrar düzelir. Çarpıntı atağı sırasında Kalp hızı genellikle dakikada 150 ile 200 civarındadır. Ancak 250’nin üzerinde ya da 150’nin altında da olabilir. Bu tür taşikardilerin genel olarak hayatı tehdit edici bir yanı yoktur. Ancak mutlaka tedavi edilmelidir. Çünkü kalbin elektrik sistemindeki bir patolojinin sonucu gelişen bu tür aritmiler uzun dönemde kalpte ciddi sekellere yol açabilmektedirler.

Supraventriküler Taşikardi Tanısı Nasıl Konur?

Ataklar 10-15 dakika sürdüğü için SVT atağı yaşayan kişilerde, genellikle hastanelerin acil servislerine gidene kadar bu atak sonlanır ve hastalar acil servise geldiğinde çekilen EKG normal çıkar. Hastanın eğer şikayeti iyi değerlendirilemez ise bu hastalarda maalesef doğru tanı konulamaz ve altta yatan ritim bozukluğu atlanmış olur. Bazen ritim bozukluğu hastalarına yanlışlıkla “panik atak” tanısı da konabilmektedir ve maalesef bu hastalar uzun yıllar yanlış bir şekilde takip edilmektedir. Bu yüzden dikkatli olunmalıdır ve ataklar halinde kalp çarpıntısı yaşayan hastalar ritim bozukluğu yönünden tecrübesi olan bir kalp hastalıkları uzmanına görünmelidir.

Supraventriküler Taşikardilerin Tipleri Nelerdir ?

Supraventriküler taşikardi, yaygın görülen taşikardi türlerinden biridir ve dört ana tipi vardır. Bunlar; atriyal fibrilasyon, paroksismal supraventriküler taşikardi, atriyal flutter ve Wolff – Parkinson – White sendromudur.

Atriyal Fibrilasyon (AF)

Atriyal Fibrilasyon hastalarına kısaca“AF hastaları” da denmektedir. AF, kalbin üst kısmında bulunan ve “atriyum” adı verilen kulakçık ya da odacıklardaki düzensiz elektrik sinyallerinden kaynaklanan bir ritim bozukluğudur. Bu elektrik sinyalleri, kalp kulakçıklarının hızlı ve düzensiz kasılmasına neden olur. Öyle ki kulakçıkların hızı dakikada 350’nin üzerine çıkar ve kulakçıklarda son derece düzensiz bir elektrik akımı ortaya çıkar. Bu durumu anlayacağımız dile tercüme edecek olursak AF sırasında kulakçıklar etkili kasılma fonksiyonlarını kaybeder ve adeta ölü bir boşluk haline gelir. Atriyal fibrilasyon kişide ilk başladığı yıllarda ataklar halinde gelir. Ataklar birkaç dakika ya da saat sürdükten sonra kendiliğinden düzelir. Hastalık ilerledikçe ataklar kalıcı olmaya başlar ve müdahale yapılmadan düzelmez. Nihaî olarak da bir kısım hastada “atriyal fibrilasyon” kalıcı hale gelir. Bu durumda artık “kronik atriyal fibrilasyondan” bahsedilir. Bu sebepten dolayı atriyal fibrilasyon hastası çok sıkı takip edilmelidir. Amaç hastanın kronik sürece girmesini engellemek ya da ötelenebildiği kadarıyla ötelemektir. Bu yüzden atriyal fibrilasyon hastalarına vakit geçirmeden eğer gerekli ise ablasyon yapılmalıdır. AF ablasyonu bugün için en etkin tedavi seçeneğidir.

Paroksismal Supraventriküler Taşikardi (PSVT)

Sık görülen SVT türlerinden biridir. Kalp atış hızı dakikada 140 – 240 arasındadır. Ani başlayan ve ani sonlanan bir taşikardi rahatsızlığıdır. En sık görülen tipine AVNRT denir. Bu tip taşikardilerde ablasyonla çok iyi sonuç alınabilmektedir. Hastaların neredeyse tamamında ritim bozukluğu tamamen ortadan kaldırılabilmekte ve hastalar ömür boyu bir daha aynı ritim bozukluğunu yaşamamaktadırlar. Bu hastaların en büyük şanssızlığı daha önceden de ifade ettiğim gibi atakların arada sırada kısa nöbetler halinde ortaya çıkması ve bu yüzden de ritim bozukluğunun çoğu hastada geç dönemde fark edilmesidir. Ataklar bazen 3 ayda bir bazen de yılda bir olur. Ataklar oluştuğunda hastada çarpıntı aniden başlar ve birkaç dakika sonra da kaybolur. Bazı hastalar çarpıntıyı kalbim yerinden çıkacak gibi hissediyorum diye ifade eder bazıları ise kalbim boğazımda atıyor gibi hissediyorum der. Çarpıntılar ataklar halinde olduğu için bu tür hastalarda sorunun tam olarak tespit edilmesi bazen yıllar alır. Bu sebepten dolayı ataklar halinde çarpıntısı olan hastalar bu konuda deneyimli, ritim konusunda tecrübesi olan kalp hastalıkları uzmanına bir an evvel görünmeleridir. Yapılacak bazı tahliller ve nihai olarak yapılacak “EPS” ile sorun ortaya konabilmektedir. Bu konuda daha detaylı bilgilere “EPS nedir? “bölümünden erişebilirsiniz.

Atriyal Flutter

Kalbin kulakçıklarının çok yüksek hızda attığı bir kalp çarpıntısı türüdür. AF’den farklı tarafı bu tür ritim bozukluğunda çarpıntı hızı gayet düzenlidir. Yani kişinin nabzı her ölçümde hemen hemen aynı çıkar ve bu genellikle dakikada 150-200 arasıdır. Atriyal flutter de atriyal fibrilasyon gibi kendiliğinden düzelebilir ama atriyal flatterler genellikle inatçıdır ve müdahale edilmediği takdirde kendiliğinden pek düzelmezler. Atriyal flutter yaşayan hastalarda, zaman zaman atriyal fibrilasyon ataklarının görülmesi de sık rastlanan bir durumdur.

Wolff – Parkinson – White Sendromu

Doğuştan gelen bir ritim bozukluğu türüdür. Normalde kalp kulakçıklarında oluşan elektriksel uyarı karıncıklara tek bir noktadan geçer ve bu noktaya “AV düğümü” denir. Bu tür hastalarda ise kulakçıklardan karıncığa elektriksel uyarının geçişine izin veren ikinci bir kablo daha vardır. WPW sendromuna sahip kişilerde bu ikinci kablo doğuştan vardır, ama çoğu hastada bu fazladan kablo erişkin döneme kadar çarpıntı oluşturmaz. Ama nadiren de olsa bu kablo kişi henüz 1 yaşındayken bile hayatı tehdit edebilecek çarpıntılara yol açabilmektedir. WPW sendromu olan kişilerde kalbin kendi ana kablosu ile fazladan olan bu kablo arasında kısa devre olur ve kişiler hayati riske sahip ciddi çarpıntılar yaşayabilirler. Ablasyon WPW sendromlu hastalarda mükemmel sonuç verir ve hastaların tamamına yakınında ablasyonla kesin sonuç alınır. EPS yapılarak fazladan olan bu kablonun yeri bulunur ve yakma ya da dondurma yöntemi ile fazladan olan kablo ortadan kaldırılır. Ablasyona WPW sendromlu hastalar hayati riskten kalıcı bir şekilde kurtulur.

Supraventriküler Taşikardilerin Riski Nedir ?

Supraventriküler taşikardiler nispeten selim çarpıntı türleridir ve ventriküler taşikardiler kadar hayati riskleri yoktur. Ama bazı SVT tiplerinde hayati risk vardır. Bunlar WPW sendromlu hastalar ve AF bulunan hastalardır. Ancak akıldan çıkarmamamız gereken en önemli nokta şudur. Bütün SVT’ler zamanla kalbimizin yapısına zarar verebilmektedir. Kalbimizin kulakçıklarında büyüme, kapakçıklarda gelişen hasarlar zamanla ciddi boyutlara ulaşabilmektedir. Çünkü her ritim bozukluğu atağı kalbimizin kulakçıklarındaki basınç değerlerini ciddi şekilde arttırmakta be buna bağlı olarak kulakçıklarda ciddi hasarlar oluşmaktadır. Bu yüzden tedavide geç kalmamak gerekir.

Supraventriküler Taşikardilerin Tedavisi

Supraventriküler taşikardilerin tedavisinde iki ana başlık vardır. Bunlar ilaç tedavisi ve ablasyon tedavisidir. SVT’nin türüne, hasta öyküsüne, eşlik eden diğer kalp ve kalp dışı hastalıklara göre bu tedavi yaklaşımlarından biri tercih edilir. Bugün için pek çok SVT hastasında en etkin tedavi yöntemi ablasyondur. Çünkü ilaç tedavileri sadece sorunu baskı altında tutmaktadır. SVT’ye yol açan sorunu ortadan kaldırmamaktadır. Ablasyon ise taşikardiye yol açan odağı tamamen ortadan kaldırmaktadır. Aritmi alanında uzman hekimler tarafından, kişiye özel olarak planlanan ablasyon tedavisi ile hayat boyu çarpıntılardan kurtulma imkanı vardır. Supraventriküler taşikardiler ve tedavi yöntemleri hakkında daha detaylı bilgi almak için Ankara’daki kliniğimizi arayabilir ve randevu alabilirsiniz.

Şimdi Ara!
Yol Tarifi